SARMISAK

SARMISAK
Orjinal Adı Allium sativum
Diğer Adları Sarımsak
Bilgi
Zambakgiller familyasındandır. Anayurdunun Asya Kıtası olduğu sanılan sarmısak, ülkemizin hemen hemen her yerinde yetişir ve sıkça tüketilir, özellikle Kastamonu ilimizin Taşköprü ilçesinde, pek makbul sayılan sarımsaklar yetiştirilir ve ürünün neredeyse tamamı dış ülkelere satılır. 100 cm'ye kadar boylanabilen sarmısak çokyıllık otsu bitkidir ve soğanın da yakın akrabasıdır. Kın şeklindeki düz yaprakları, doğrudan doğruya toprağın altında gelişen ve 'baş' adı verilen bitkinin soğanından uzar. Bu baş da, 'diş' denilen ve sayıları 5 ile 30 arasında değişen soğancıkların yan yana birbirinin üzerine yığılır gibi toplanmasıyla oluşur. Başın üzeri beyaz, kimi zaman da sarı veya çok açık pembe renkli bir zarla kaplı olur. Sarmısak bitkisi, birinci yılının sonunda yerinden sökülmezse ikinci yılında aynen soğan gibi bir sap uzatır. 100 cm'ye kadar yükselen bu sapın tepesinde, haziran-temmuz aylarında sarımsı beyaz renkli çiçekleri bir küme oluşturarak açar. Sarımsağın çiçekleri pek ender olarak tohum bağlar. Bitki bu tohumlarıyla ya da daha iyisi başı oluşturan dişlerin ayrılıp ilkbahar ya da sonbaharda yumuşak toprağa
ekilmesiyle çoğaltılır. Sarmısak, güneşli yerleri, kumlu ve humuslu toprakları yeğler.
Sarımsağın başında özel ve keskin kokulu uçucu bir yağ, şekerler, fermentler, protein, fosfor, demir ile A, B ve C vitaminleri bulunur, içerdiği bu maddelerle güçlü bir besin olan sarmısak, büyük efor harcayan kişilerin diyetinde yer almalıdır. Sözgelimi, piramitlerin yapımında çalışan işçilerle günde kilometrelerce yol yürüyen Romalı savaşçılara sarmısak yedirilmişti. Günümüzde de çok keskin nahoş kokulu olmasına karşın, sarımsağın yeşil yaprakları çiğ olarak ve dişleri soyularak, yemeklere ve türlü yiyeceklere çeşni vermesi için katılarak yenir.
Tibbi Etkileri ve Kullanımı
Mikrop kırıcı niteliğinden ötürü, eskiden veba ve kolera gibi salgın hastalıklarla savaşımda da kullanılan sarımsağın tıbbi etkilerini ve bunlardan yararlanma yöntemlerini şöyle özetleyebiliriz:
• Bakteri, virüs ve sindirim sistemi parazitlerine karşı en etkili antiseptiktir.
• Bağırsaklardaki askarit (askaris) ve oksiyuris (oksiyur) gibi solucanların dökülmesini sağlar.
• Sindirim sistemi üzerinde hastalık yapacak bitkisel kökenli mikroorganizmaları yok eder.
• İçerdiği uçucu yağ nedeniyle akciğer rahatsızlıkları, kronik bronşit, öksürük, nezle, soğuk algınlığı ve gribe karşı etkilidir.
• Göğsü yumuşatır. Boğmaca ve bronşite eşlik eden astımda rahatlatıcıdır.
• Terletici; balgam, idrar, safra ve gaz söktürücüdür. Kanı temizler.
• İştahı açar. Sindirimi kolaylaştırır.
• Spazm çözücü etkisi vardır.
• Uyarıcı ve bedeni güçlendirici toniktir.
• Yüksek tansiyonu ve kandaki kolestrol düzeyini düşürür.
• Şeker hastalığında iyileştirici etkileri olduğu ileri sürülmektedir.
Her biri birbirinden önemli bu etkilerinden yararlanmak üzere, sarmısak günde üç kez yenmelidir. Bağırsaklardaki kurtların dökülmesi, yüksek tansiyon ve kandaki kolestrolün
düşürülmesi için uzun süreler boyunca sarmısak alımına devam edilmelidir. Eğer kokusu rahatsız edici olursa, piyasada satılan sarmısak yağı kapsülleri alınabilir.
• Ayrıca sarmısak, yaraların temizlenmesinde kullanılır.
• Romatizma ve eklem yangılarıyla sancılarına iyi gelir.
• Burkulmalardan oluşan ağrıları hafifletir.
• Böcek ve arı sokmalarında iyileştirici olur. (Ancak, önce arının iğnesi soktuğu yerden çıkarılmalıdır.)
• Mantar tedavisinde etkili olur.
• Gözde çıkan arpacığı da iyileştirir.
Bu etkileri sağlamak üzere, sarmısağın dişleri soyulup ucu biraz kesilerek şikâyet edilen yere bastırılarak dıştan sürülür. Ya da soyulan sarmısak dişlen ezilip macun haline getirilir. Bu macun, şikâyetli yerlere dıştan sürülür.
UYARI
• Sarmısak deriyi yakıcı ve kızartıcı etki yapabilir. Bu nedenle çok aşırı uygulamadan kaçınılmalıdır.